18 Mart 2009 Çarşamba

İHRAÇ FAZLASI


Sarhoş olmanın güzelliğini geç keşfettim sanırım… Ayık kafanın bi’ sikime derman olmadığını da keza…

Üşümek ne güzel, kış ne güzel… Nasıl bir psikolojiyse; kışı sever hale getirdi beni Allahsız! Tamamen kendimi
bilmez hallere düştüm… Ne zaman sona erecek yahu… Eritti, kuruttu içlerimi…Kıpır kıpırım ama bir yanım
böyle dingin ve hala şefkate aç… Açlıkla terbiye etmesin Yüce Rabbim kimseleri…

Yazı yazmaktan bıktığım gün toprak olayım ben, e mi? Ya da kelimelerimin kifayetsiz olduğu gün…

Oturum açılsın dursun kendi arasında, salak!

Hayatım hem evlere şenlik, hem de son derece gereksiz ilerlemekte. Şimdi bunun ortası olamayacak mı yani?

Sürprizlere açığım…

Sorunum üç kelime ile özetlenebilir: RAHAT GÖTÜME BATIYOR! Son ki, üç, dört! Hop!

Odamdan çıkasım olmuyor bazen… Bazen de odama giresim gelmiyor. Buralar bana yaramadı… Herkeslere
şahaneler getirdi, bi’ bana tiksinçlikler… Bi’ bana terbiyesiz, ahlaksızlıklar… Ahlak, derin mevzu gerçi; geçe-
lim… Herkesin ahlak anlayışı farklı özünde…

Böyle şey istiyorum. Şuurum gitsin hepten, kafamdaki mevcut zeka seviyem en dibe insin. Geri kalan yaşantımda
OTİSTİK olayım; bakıma muhtaç olayım, kimseler benden faide beklemesin. Tamamen başıboş bir hayat…

Canımı alsan daha iyi be… Son kalan nefesimi de al da bari, sen de kurtul, ben de… Ama nerde???

Nasıl hoş bir parça dinliyorum, of of… Hareketli olmasına rağmen bana depresiflik vermesinin hastasıyım!

Koştursunlar peşimden; umurum değil! Telefonum susmasın; hiç derdim değil! Beklentilerini karşılayacak
insan değilim şu aralar… Hiçbir zaman olamadım ya aslında…

Yaşadığım çirkinliklere neden sünger çekemiyorum ben acaba? Bu kadar da olunmaz ki geçmişine sadık, bu
kadar da olunmaz ki hafızasına yenik…

Yağmur yağdığında ben bir acayip olurum. Yağmur dindiğinde ben hala acayibimdir. Yağmur yağacağını
hissettiğimde başlar bu sözünü ettiğim acayiplik ve sürer o ıslaklık yerden kalkana değin… Yağmur, sen
ne güzelsin…

Top oynayalım, çift kale maç yapalım. Tribüne el sallayalım. Gelen tebrikleri kabul edip, yaşantımıza kaldı-
ğımız yerden devam edelim! Ritmlerin dibine vuralım, insanları alaya alalım, belleri bükelim, elleri öpelim!
Bunların hepsini yaşayalım. Aynı terane dönsün dursun… Varsın kusana kadar dönsün!

Kızartma tenceresinin dibi tutmuş, bayağı bir ovaladım, hırsımı ondan almak beni rahatlattı bir nebze… Kızartma
sevmiyorum! Yemek yapmaya bayılıyorum ama, kızartmadan haz etmiyorum. (Kız-ar-t-ma)

Asi şeyler dinlemek lazım saatler ilerledikçe. Hele açalım böyle HARTKOR şeyler, kendimize gelelim!

Anlamsız mutlu oldum bir an; geçmesin o an…

Dans pisti çift kaynıyor…